Film Önerisi | VOL-İ (WALL-E)

15 Ocak 2018 Pazartesi

Kitap Önerisi | Dr. Jekyll ile Bay Hyde - Robert Louis Stevenson

Merhabalar.

Dr. Jekyll ile Bay Hyde, Modern Klasikler Dizisi'nin 62. kitabı. Türkiye İş Bankası Yayınları yazarın bir de Define Adası (1882) kitabını çevirmişler dilimize.

Kitabın 2015 yapımı bir dizisi var: Jekyll and Hyde. Onun fragmanını izlemek isterseniz de sizi şuraya alıyorum. Tom Bateman, Donald Sumpter ve Stephanie Hyam gibi isimler yer alıyor kadroda.

Bir adet de çizgi romanı var, NTV Yayınları tarafından 2010 yılında yayımlanmış. 128 sayfa kendisi ve fiyatı da oldukça makul. Kitabın iç sayfalarına kısaca göz atmak isterseniz Kitapyurdu sitesinde bulunuyor, o da hemen şurada. Hemen kitap kapağının altındaki İç Sayfalara Gözat yazısına tıklamanız yeterli. Bir de çizgi filmi var tabii. 1988 yılında TRT 1’de yayımlanmış. İzlemek isterseniz kısa versiyonu şurada. Filmi de internette bulabilirsiniz, YouTube'da orijinal hali var tercih ederseniz.

Filmlerinden bahsedeyim dedim ve karşıma çıkan sonuçlardan sonra vazgeçtim. O kadar çok uyarlama var ki aynı yahut farklı ad ile. Hangi birine yer vereceğimi bilemediğimden sizi arama motoruna davet ediyorum. [Bir oyun için hazırlanmış şu animasyon da aklıma ister istemez Hulk'ı getirdi. Oyunu bile çıkmış, varın siz düşünün.]

Yazarımız Dr. Jekyll’ı ve Bay Hyde’ı rüyasında görmüş, ardından da kaleme almış 1885 yılında. Dr. Jekyll’ı ve Bay Hyde’ı rüyada görmek nasıl olurdu, bilemiyorum. Ben de görsem muhtemelen ben de yazardım.

Kitap temel olarak Split Personality’i konu alıyor. Bu günümüzde filmlerde, kitaplarda ve dizilerde defalarca kez işlenmiş olsa da 1885 yılında hali vakti nasıldı, bilemiyorum. Ama bu meseleye bizim kadar alışık olmadıkları tahmin edilebilir herhalde. Sonunda ne olacağını –neredeyse- bilmeme rağmen yine de Acaba? dedim durdum sürekli. Bu benim için önemli bir özellik.

Kitap, Çevirmenin Önsözü kısmını geçersek, Avukat Bay Utterson ile Bay Enfield'ın bir Pazar yürüyüşüne çıkması ile başlıyor. Bu iki adam yürürken bir eve denk geliyorlar ve Bay Enfield evi gösterip bir hikaye anlatıyor. Hikaye şu: Bir gece yürüyüşe çıkmışken, sabah üçe karşı, bir olaya tanıklık ediyor. Ufak tefek bir adam ile sekiz-on yaşlarında bir kız köşe başında çarpışıyorlar. Ama asıl olay çarpışmadan ziyade bu ufak tefek adamın sanki bu çarpışma hiç yaşanmamışçasına sakin bir tavırla hızlı bir şekilde ilerlemeye devam etmesi. Bizim Bay Enfield de bunun üzerine peşinden koşup adamı yakalıyor ve küçük kızın çevresinde toplanmış kalabalığın yanına getiriyor. Herifi sıkıştırıyorlar bir şekilde; adam da para verme önerisinde bulunuyor ve beraber bir eve, Pazar yürüyüşleri sırasında iki adamın denk geldiği o eve, gidiyorlar. Adam içeri giriyor, çok geçmeden de elinde bir çek ile dışarı çıkıyor.

Ama çekin sahibi kendisi değil.

Avukat Bay Utterson, Bay Hyde'ı bu olay sayesinde Bay Enfield'ın anlatımı ile tanıyor. Kendisi Dr. Jekyll'ın da avukatı. Ve Dr. Jekyll'ın vasiyetinde de eğer ortadan aniden kaybolursa ve kendisinden haber alınamazsa bütün mal varlığının Bay Hyde'a aktarılması koşulu var. Bu iki olay birleşince Dr. Jekyll ile Bay Hyde arasındaki ilişki çok geçmeden açığa çıkmak durumunda kalıyor.

Gerçi bu olaylar olmasa da çıkacaktı muhtemelen, orasına girmeyeyim.

Kötülük çekici ama kaldırılamayacak kadar da ağır. Stevenson, iyilik ve kötülüğün arasındaki çizgiyi oluşturan o zinciri kırmış ve parçalarını her iki tarafa da eşit olarak dağıtmış gözüküyor. İnsanın içinde yer alan iyilik ile kötülüğün bu denli keskin oluşu ve tepeden tırnağa her yerine bulaşması durumunu çok beğendim ben.

Kitap bir güzel soruyla da baş başa bırakıyor bizi: Nefsimizin isteklerini bir şekilde yerine getirirsek iyi tarafımızı huzura kavuşturabilir miyiz?

Okuyun ve cevabını bir de kendiniz düşünün.

Puanım 8/10.

Alıntılar:
Soru sormak konusunda çekingen davranıyorum, çünkü sormaya başlayınca son yargı gününün havası çöküyor ortalığa. Bir soru soruyorsun, bir taş atmış oluyorsun. Sükunetle bir tepede oturuyorsun ve taş gidiyor, başkalarını harekete geçiriyor. Ve sonra da yaşlı bir kuş kendi arka bahçesinde kafasına bir taş yiyor.
İşte bu yüzden elimdeki yeni güç bana o kadar çekici geldi ki, sonunda onun kölesi oldum.
Günahların birincisiysem, acı çekenlerin de birincisiyim. 
Söylediklerimle yaptıklarım tamamen farklı olsa da hiçbir şekilde asla ikiyüzlü olmadım. İçimde barındırdığım iki kişilik de tamamıyla gerçekti.
Yok, hafiflemiyor çekilen azap ancak, katılaşıyor ruhumuz, katlanıyor.
İstirahatin en büyük düşmanı huzursuz bir vicdandır.
Esen kalın, hoşça kalın.

Paylaş :

Facebook Yorumlar

0 comments :