Merhabalar.
Kitaplığıma şöyle bir baktığımda gerilim türünde çok fazla kitabım olduğunu fark ettim. Anlaşılan o ki gerilim türünde (korku çok tarzım değil, bu sebepten korku-gerilim daha az sayıda) kitaplar okumayı seviyorum. Genel bir başlık içerisinde toplarsam "gizem" kitaplarını bir şekilde dahil ediyorum sözün özü, iki okuma listemden birine.
Wulf Dorn da vakti zamanında adını duyduğum ancak okumaya bir türlü fırsat bulamadığım bir yazardı. Neredeyse okuyan herkesin yazardan ve eserlerinden memnun kalması, bir şekilde merakımı cezbetti ve bu tarzda okumayı da sevdiğimden bir şans vermek istedim. Bunu büyük bir heyecanla yaptım çünkü kafa yapımız uyuşursa yeni bir yazarla tanışmış olacak, kitaplarını da öyle üzerinde çok düşünmeme gerek kalmadan sepete atabilir hala gelecektim.
Son söylediğim şey konusunda henüz tam bir karara varabilmiş değilim.
Wulf Dorn pskilojik-gerilim yazarı ve kitaplarının orijinal dili Almanca. Birçok dile çevrilen kitapları ülkemize de çok geçmeden ulaşmış ve yazarın hayran kitlesi de bu vesileyle büyümüş oldu. Yazı kariyerine muhabir olarak başlayan ve evvelinde de yirmi yıl psikiyatri kliniğinde çalışan Dorn'un eserleri şunlar: Psikiyatrist (2009), Şizofren (2010), Oyunbaz (2011), Hain Yüreğim (2012), Fobi (2013), Karabasan (2015) ve Travma (2017). 2019'da orijinal adı "Dunkle Begleiter" (düz çevirisi ile Karanlık Arkadaşlar) olan kitabı yayımlandı bir de. Çevrilmedi henüz.
Psikiyatrist'in konusunun üzerinden geçmeyeceğim, arka kapakta yer alıyor çünkü; fazlası gizemi öldürebilir, gerek yok. Kitapta yer alan karakterler, mekanlar, hastanede hastalarla yaşanan olaylar... bunların her biri kitaba oldukça güçlü bir atmosfer katıyor. Mekanlar gerçekte var olmasa bile okuyucuyu içine çekebiliyor hemen. Kısacası kitabın girişi oldukça kuvvetli.
Ortalarına doğru yerleştirilen mini ipuçları ve gizem parçaları hafif bir tempo katıyor hikayeye. Ama hafif. Sonlara doğru da artık olayların çözümüne yaklaşıyoruz ve bir anda hikaye pik noktasına ulaşıyor. Gerilim kitap boyunca zayıftı, en azından benim için. Tam anlamıyla gerilebildiğim birkaç sahne haricinde kitabın geneli uzaktan uzağa ilerliyor gibi hissettiriyor. Hafif bir şeyler var, korkutucu birileri falan ama bize çok temas etmiyormuş gibi. Televizyonda tanık olduğumuz olayların başımıza gelmeyeceğini düşündüğümüz zamanki hislerimizden söz ediyorum. Bir şeyler yaşanıyor ama karakteri -ve dolayısıyla bizi- korkutacak ya da korkutması gereken bir şey yokmuş gibi geliyor.
Sonu ise... bunu söylemek pek hoşuma gitmiyor ama tahmin edilebilir bir sondu. Bu tarzda biraz fazla sayıda kitap okuduysanız az biraz anlıyorsunuz neler olabileceğini. 2009'da yayımlandığı tarihte durumlar nasıldı, bilmiyorum ama 2021'de olması gerektiği kadar güçlü değildi.
Temel sağlam ancak tempo ve gizem temele göre zayıf kalmış. Yazarın ilk kitabı olduğunu ve oldukça eski olduğunu göz önünde bulundurarak ilerleyen kitaplarına da bir şans vermeyi planlıyorum. Henüz vazgeçmedim kendisinden. Umarım diğer eserleri bana beklediğim şeyi verir.
Esen kalın, hoşça kalın.
0 comments :