Film Önerisi | VOL-İ (WALL-E)

10 Aralık 2016 Cumartesi

Seri Yorumu | Kurucunun Kızı / Devrimin Kızı - Amy Engel (The Book of Ivy Serisi)

The Book of Ivy Serisi - Amy Engel


Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer'lar ve Westfall'lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı.
Bu yıl benim sıram gelmişti.
Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan'ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak.
Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok.Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim.
Çünkü Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım.


BEN IVY WESTFALL.
KURUCUNUN KIZI.

Nükleer bir savaş sonrası hayatta kalan az sayıdaki insandan biriydim. 16 yaşında kendimi bir güç savaşının ortasında buldum. Annemin katilinin oğluyla evlenmeye zorlandım. Görevim o kadar da zor değildi. Devrime öncülük edebilmem için kocamı öldürüp ailemin yönetimi ele geçirmesini sağlamalıydım, o kadar...

Ben Ivy Westfall. Artık sistemin kurbanı değilim. Görevim artık eskisinden daha zor. İnandığım şeyler uğruna, her şeyimi kaybetme pahasına savaşacağım...

İsmim Ivy Westfall. Ben Devrimin Kızı'yım.



Merhabalar.

Hakkında hem iyi hem de kötü yorum okuduğum bir seriydi, The Book of Ivy serisi. Çok derinlemesine yorumlara bakmadım elbette, beni etkilememesi adına. Lakin çok da bir şey fark etmedi gibi görünüyor.

Amy Engel'ın Goodreads hesabında dolandım yazıyı tamamlamadan evvel. Seri iki kitaptan oluşan bir duology. Yani 3. bir kitabın gelme gibi bir olasılığı şu an için yok, yazar böyle bir şey düşünmüyor. Lakin belki -bu düşünceye daha sıcak bakıyor- Bishop'ın novellasını yazabilirmiş. Şu an için bu da belli değil, bunu isteyen okurlar varmış. En belirgin şey ise yazarın Mart 2017'de The Roanoke Girls adlı, gizem-gerilim türünde bir kitabı geliyor. [Roanoke neymiş? Virginia'daki bir şehirmiş.]
Ara not: Bizim kapaklar da çok hoş ama Fransızların kapaklarını da çok hoş buldum ben. Hemen de buraya bırakıyorum.



Öncelikle serinin ilk kitabı olan Kurucunun Kızı hakkında bir yorum yapmak istiyorum: Ne çok beğendiğim ne de çok yerdiğim bir kitap oldu benim için. Kitap, distopya türüne göre eksik kalmış bir kitaptı bana göre. Konusu geliştirilebilecek düzeydeydi, belki de. Kitabın ana karakteri Ivy'yi ilk kitapta da ikinci kitapta da sevemedim zaten bir türlü. Sevemedim de demeyeyim hadi, bir çekim oluşmadı aramızda. [Elektrik alamadım, Esra Hanım.]

Ailesinin doğrularına ve inançlarına sorgusuz sualsiz bu denli saplanışı benim tasvip ettiğim bir durum olmadı. Elbette iş empatiye geldiğinde anlamaya çalıştım yeterince. Yine de beyin denen bir şey var, kullanalım diye. Bize dayatılan her şey doğru değil nihayetinde. Şüphe.

İlk kitap arka kapakta yazdığı gibi Bishop'ı -kocasını- öldürme girişiminden ve bu esnada onu yavaş yavaş tanıyışından ibaret. Söylenildiği gibi biri olmadığını fark ediyor, Ivy. Yaptıklarını ve yapmak üzere olduklarını sorguluyor, bu güzel bir şey. Lakin sonucunda yine saçma sapan kararlar veriyor, bu da kötü bir şey.

Daha derine girmiyorum.

Devrimin Kızı'na gelirsek... Ya öncelikle bir şeyden bahsetmek istiyorum. Arka kapakta 3 defa tekrar eden cümle: Ben Ivy Westfall. Tekrar çoğu zaman nesri güzelleştirir eğer yerinde kullanılırsa. Fakat bu arka kapak yazısında pek yerinde kullanıldığını düşünmüyorum. Okumayı bitirdiğimde Adını ezberledim, yeter artık, demiştim. Arka kapakta bahsetmediği için 2. kitapta ne anlattığından ben de bahsetmeyeceğim.

2. kitapta en beğendiğim karakter Bishop oldu. (Adını duymayan kalmamıştır zaten.) Mantıklı ve ön yargılarından arınmış bir karakterdi. Seri boyunca sergilediği duruşu takdir ettim diyebilirim. Ivy için ne yazık ki aynı şeyi söyleyemiyorum. Ne isteyip istemediğini, neyden tam anlamıyla korktuğunu dahi anlayamadığı için yaşandı tüm bu olaylar zaten.

Seri için en net düşüncem şu olabilir: Bizde dizisi çekilse kimse yadırgamaz.

Distopyadan çok entrikaların ortalıkta dönüp durduğu bir kitaptı. Türüne uygun bir kitap değildi pek, eksikleri vardı. Asıl nokta bu sanırım. Bir diğer yandan da karakterin yaşından ötürü ortaya koyduğu kararlar vardı. Bu sebepten de çok sert yaklaşamıyorum. [Kahrolsun, empati.]

Distopya türünde bir seri arıyorsanız pek önermem, zira eksiklikler rahatsız edebilir sizi. Lakin vakit geçirmek ve az biraz hoş bir aşka yelken açmak istiyorsanız önerebilirim sanırım. Belki. Bilmiyorum. [Taş atmayacaksanız, belki?] Devrimin Kızı, Kurucunun Kızı'na göre daha iyiydi elbette. Bunu da söylemeden geçmiş olmayayım.

Puanlarım 2/5 - 3/5.

Alıntılar:
Odadan çıkarken kapıyı arkasından kapattı. Yatağa yürüyerek kenarına oturdum. Titremelerini durdurmak için parmaklarımı dizlerimin arasına sıkıştırdım. İçeri giremesin diye kapı kolunun altına dayayabileceğim bir sandalye olsaydı, daha iyi hissederdim. Ama aslında,içeri geleceğine inanmıyordum. Beni inciteceğini düşünmüyordum ve bundan ne çıkaracağımı bilmiyordum. Eğer incitseydi her şey daha kolay olabilirdi. KK
...Ara verdi, doğrudan bana bakıyordu. "Kızgınken gözlerinde şimşekler çakmasından hoşlanıyorum. Bilmek istediğin bu muydu?" Göğsümde bir şeyler sıkıştı. "Bir başlangıç," dedim. KK
O gittikten sonra uzun süre kaldırımda dikildim. Eğer kullanıldığının farkındaysan ve ve yine de buna izin veriyorsan gerçekten kullanılıyor olur muydun? KK
Birçok insan bu kadar şanslı mıydı? Onları gerçekten anlayacak birini bulacak kadar? Onları sürekli daha çok kendileri gibi birine dönüştürmeye çalışmak yerine, dünyaya bakışlarının ve yaklaşımlarının bütün garip ve yabancı yollarını kabul edecek birini bulacak kadar? Diğer birçok kişi beni başka türlü bir kıza dönüştürmeye çalışmışken Ivy olmama izin vermek, Bishop'ın bana verebileceği en değerli hediyeydi. DK 
Bishop'ın gülümsemesi yavaş yavaş belirdi, dudakları bir kenarından ötekine doğru kıvrıldı. Gözleri parlıyordu. Bu sessiz anda, onu hiç görmediğim kadar mutluydu. Nihayet, "Bu kızı seviyorum," dedi. "Her zaman sevdim." Boş elinin başparmağını elmacık kemiğimin üzerinde gezdirdi. "O kız her zaman buradaydı." DK
Esen kalın, hoşça kalın.

Paylaş :

Facebook Yorumlar

0 comments :