Film Önerisi | VOL-İ (WALL-E)

10 Nisan 2017 Pazartesi

Seri Yorumu | Şeftali Kokan Bir Yaz / Sırlar / Bir Aşk - Jodi Lynn Anderson (Peaches Serisi)


Merhabalar.

Şeftali serisini zamanında görmediğim platform kalmadı muhtemelen. Her yerde görünce insanda "Bu güzel!" ve "Bunu almalıyım!" psikolojisi gelişiyor ister istemez. En azından kitaplarda. Ben de Şeftali serisini böylece almış bulundum. Geçtiğimiz Aralık ayında okumaya karar verince de bir ön yargı oluştu bende nedense; Ben bu seriden o kadar hoşlanmayacağım muhtemelen, diye. Ardından seri ön yargımı buldozerle falan yıktı. Şu anda da 2016 Hatırlanacaklar Listemde üst sıralarda yer alıyor. [Ve hayır, öyle bir listem yok.]

Ya... öncelikle, serinin kapak tasarımlarının muhteşemliğinden bahsedebilir miyim? Of, orijinal kapaklar olsa muhtemelen daha az ilgi çekerdi. Gülşah Alçın Özek efenim, kapak tasarımını yapan kişi. Çok da güzel çizimleri var kendisinin zaten; ismini yazarak bulabilirsiniz çalışmalarını. Sadece bahsetmezsem ayıp edermişim gibi hissettim, özellikle de kitapları elime aldığım her seferinde çizgilerine kadar incelediğimi düşünürsek.

Bize 10 yıl sonra gelmiş olsa da kendisi eski bir seri aslında. [2010 yılında İlyada Yayınları tarafından basılmış Şeftali Bahçesinin Sırrı diye bir kitap daha var lakin ne anlattığını bilmiyorum.] Yazar genel olarak fantastik çocuk kitapları yazmış olsa da değindiği çok tür var: hayaletler, peri masalları, ejderhalar... Bu türdeki kitaplarını bilmem ama Şeftali serisinde benim için iyi bir iş ortaya koymuş. [Evde kara kara düşünüyor, değil mi? Phoenix beğendi mi acaba? diye. Püf.]

Arkadaşlıktan aşka, aile ilişkilerinden kişisel gelişime... her şey vardı bu seride. Bu kadar dolu olacağını ve bu doluluğun da boş olmayacağını beklemiyordum ben. 3 şirin kitaba hayatın çoğu gerçeğini sığdırmıştı Anderson. Güllük gülistanlık bir evrenden ziyade her gün karşılaşabileceğiniz olaylara indirgenmiş bir evrendi barındırdığı. 3 ayrı kişilik, 3 ayrı hayat var seride. Birinden birine yakın hissediyorsunuz bir yerde, yahut birkaçında buluyorsunuz kendinizi. [El kaldırıyorum, Murphy. Teşekkürler.]

Murphy, Leeda ve Birdie... Şeftali serisinin ilk kitabında -Şeftali Kokan Bir Yaz- bu 3 karakterin aslen bir araya gelişini okuyorsunuz. Aslen diyorum çünkü birbirlerini tanımıyor değiller. [Murphy ve Leeda aynı dersleri alıyor, Birdie ve Leeda da kuzen.] Ama yakın değiller birbirlerine. Murphy bir ceza, Leeda da zorunluluk sonucu Birdie'nin bulunduğu şeftali bahçesinde geçirmek zorunda kalıyorlar yazlarını. [Ya da sömestr tatillerini. Hatırlamıyorum şimdi, bakmaya da üşendim.] Böylece başlıyor hikayeleri. [İlk başta Ne kadar çabuk kaynaştılar yahu, diye düşündüm fakat sonradan fark ettim ki 3 ayı aynı yerde geçiriyorlar. Ne çabuk dediğim de ilk kitabın sonuna doğru falan. Benim çabuk kavramım...]

İlk kitap tanışmalarını, birbirlerinin sınırlarını keşfetmelerini, birbirlerini bulmalarını, kenetlenmelerini ve aldıkları darbeye rağmen doğru olanı yapmaya çalışmalarını; ikinci kitap -doğum sancısı gibi- arkadaşlıklarının sancılı sürecini; üçüncü kitap da aşk hayatlarını düzene sokmalarını anlatıyor. Tabii bunlar haricinde başka birçok noktaya da değiniyor. 3. kitap sadece aşkı anlatmıyor mesela... Gibi.

Seri ile alakalı ne söylesem spoiler olmayacak çünkü öyle büyük olaylar yok seride. Sır mır falan diyor ama öyle büyük bir sır da yok. Kitap da çok durağan, eğer merak ediyorsanız. Seri ile alakalı en çok sevdiğim şey de bu işte: durağan. Seriyi okurken rahat bir nefes alıyormuş gibi hissettim, üç karakter de günlük hayatımdan tanıdığım insanlarmış gibi geldi. Yormadı beni seri, yani.

Beklentinizi büyütüp başlamayın seriye kesinlikle. Kitapları elinize aldığınızda şeftali bahçelerine doğru yapacağınız bir yolculuk olacak ve şehrin gürültüsünden ve boğuculuğundan uzaklaşacaksınız. Çünkü şahsen ben bunaldığım vakitlerden birinde seriyi tekrar baştan okumayı planlıyorum.

Aksiyon, ihanet, dram gibi duyguları üst noktada yaşamak istiyorsanız birkaç adım geri çekilin ve bir kez daha düşünün. Çok fazla bir şey beklemedim seriden fakat umduğumdan fazlasını verdi bana. Teşekkürler, Anderson.

Birkaç alıntı bırakıyor, kaçıyorum:
Eski arkadaşlarımla takılmaya başladım ve hiçbiri bana senin yaptığın gibi kazık atmıyor, hatalarımı yüzüme vurmuyor ve bazen ne kadar da takıntılı bir kas kafa olduğumu söylemiyor. Hepsi kusursuz olduğumu düşünüyor. En azından bana söyledikleri bu. Ama bu çok sinir bozucu. Yine de sen de çok sinir bozucu olabiliyorsun. (...) Yine de seninle eski arkadaşlarım arasındaki fark şu ki onlar boktan şeylere önem veriyorlar. Ama sen her şeye rağmen yalnızca bana inanıyorsun. Şeftali Kokan Bir Yaz
 Etraf görünmeyen çiçeklerin kokusuyla dolup taşıyordu. Patika çalıların arasında bir görünüp bir kaybolurken Murphy temiz havayı derin derin içine çekti. Sonunda Darlingtonların evinin yan tarafına uzanan dar, toprak bir yola çıktı ve yolun sonunda tellerle çevrilmiş ufa, boş, tuhaf bir toprak parçası gördü. Murphy tellerin etrafında dolanıp yapraklara dokunarak farklı tür ve biçimleriyle hangi bitkinin hangi gövdeye ait olduğunu inceledi. Burada gül ağaçları, açelyalar ve şakayıklar vardı. Henüz hiçbiri çiçek açmamıştı. Japonsarmaşıkları ve asmalar çiçekleri boğuyordu. Burası insanın kâbuslarında göreceği türde bir bahçeyi andırıyordu. Şeftali Kokan Bir Yaz
Yaz mevsimi şöyle bir şeydi; göle balıklama atlamak, çimlerin üzerine ıslak saçlarla uzanmak, L. C. S., B. D., M. M. olarak isimlerinin başharflerini manolya ağacına kazımaktı. Yaz mücevherler gibi yeşil ve bir kadife parçası kadar yumuşak olan Darlington meyve bahçesinin onların çevresinde sanki son kez yaşanıyormuşçasına omuz silktiği mevsimdi. Şeftali Kokan Sırlar
Birdie her ilkbahar olduğu gibi şeftali bahçesinin yeniden uyanıp canlanmasını izledi. Bitkiler o denli hızlı büyüyorlardı ki neredeyse hareketlerini seyretmek mümkündü. Her yol olduğu gibi, önce şeftali çiçekleri açmaya başlar ve meyve bahçesini tülden pembe bir elbise gibi sarmalardı. Binlerce minik taç yaprağı önce esen meltemle titreşti, ardından da aynı hızda gözden kayboldu. Çiçekler sadece kılıflarını ve bu kılıfların ucunda beliren minicik sert şeftalileri bırakarak ayrılmışlardı. Şeftali Kokan Sırlar
Murphy gözlerini devirdi. Eric, Leeda'nın Murphy'den hoşlanan birkaç arkadaşından biriydi. Murphy neden olduğunu bilmiyordu. Üstelik Murphy, Eric'ten hoşlanmayan dünyadaki tek kişi olabilirdi. Birdie bunun sebebinin Leeda'nın ona, Murphy'ye gösterdiğinden daha fazla ilgi göstermesi olduğunu söylüyordu. Ama Murphy öyle düşünmüyordu. Bu, onun sürekli Leeda'nın saçları ıslanmasın diye yolunu değiştirip ona şemsiye taşımasıyla ya da sürekli Leeda'yı kendisi için taksi çağırmasına bile gerek olmadığına inandırmasıyla alakalı bir şeydi. Bu, çok sinir bozucuydu. Şeftali Kokan Bir Aşk 
Hadi, esen kalın, hoşça kalın.

Kitabın şeftali koktuğundan bahsetmeme gerek yok sanırım? Baya oldu ve hâlâ aynı şekilde kokmaya devam ediyorlar. Mis.

Paylaş :

Facebook Yorumlar

0 comments :