Film Önerisi | VOL-İ (WALL-E)

29 Aralık 2017 Cuma

Kitap Önerisi | Ermiş - Halil Cibran


Merhabalar.

Tesadüf eseri alışveriş listeme eklediğim Ermiş kitabı sayesinde Halil Cibran'ı tanıma şansım oldu. Öncesinde adını duymamış -ne büyük ayıp benim için şu an- ve kitaplarına da denk gelmemiştim. Geç olsun, güç olmasın demişler tabii.

Halil Cibran, Lübnan asıllı şair, filozof ve ressammış. (Ressam olmasına nedense şaşırmadım, niye bilmiyorum. Ama bu adamın çizmesi gerekiyormuş gibi hissetmişim, öğrendikten sonra fark ettim.) Halil Cibran'ın Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından çevrilmiş diğer kitapları şunlar: Meczup (1918), Kum ve Köpek (1926), Ermişin Bahçesi (1931) ve Gezgin (1932).

Çevrilmiş bütün kitaplarını da en kısa sürede almak istiyorum.

The Prophet kelime anlamı ile Peygamber anlamına da geliyor. [Kitabın orijinal adı, The Prophet.] Halil Cibran hayata ve insanlara dair anlatmak istediği ne varsa dayamış döşemiş kitabına. Bunu da öyle güzel, öyle zarif yapmış ki... Halil Cibran bir Hristiyan olsa da inancı normal Hristiyan inancından farklı. Kimileri ana karakterin adının Mustafa olmasından ötürü kahramanın Hz. Muhammed (s.a.v.) olduğunu, kimileri de kitap içerisindeki metinlerin bazı İncil ayetleriyle benzer olduğunu iddia etmiş. Benim kafam ise karışık.

Kitabı kaldırdım bir köşeye, daha bir çok kez okunmak üzere. Çünkü tek seferde anlaşılabilecek bir kitap değil. Bazı cümlelerinin anlamını kavrayamıyorsunuz ilk okuyuşunuzda. Ermiş, Halil Cibran için de çok önemliymiş anlaşılan. Kendisi şöyle demiş:
Lübnan'da bu kitabı yazmayı ilk kez tasarladığımdan beri, bir tek günüm bile Ermiş'siz geçmedi. Kitap benim bir parçam haline gelmiş gibiydi. Metni yayıncıma teslim etmeden önce tam dört yıl elimde tuttum. Çünkü emin olmak istedim, içindeki her sözcüğün kendimden verebileceğim en iyi sözcük olduğundan emin olmak istedim.
Kitabı okudum ama benim için bu kadar farklı bir yerde olmasını sağlayan şey sadece kitabın kendisi değil. Bu kitabın bir de 2014 yılında Roger AllersTomm MooreNina Paley ve diğerleri tarafından yönetilmiş bir drama/animasyon filmi de var. Fragmanı için tık tık. İlk önce çiziminden ve animasyon tarzından ötürü bir ön yargıyla yaklaşmıştım filme. Çok büyük bir hata yapmışım. Şu anda en sevdiğim animasyon filmleri listesinde üst sıralarda yer alıyor kendisi. İzlemenizi kesinlikle tavsiye edeceğim bir film. Ama önce kitabını okumalı, ardından filmini izlemeli. O zaman kitabın temeli daha bir sağlamlaşıyor çünkü.

Ben normalde şiiri okumaktan çok dinlemeyi severim. Dinlediğim -özellikle de güzel seslendirilmiş- şiirler, benim için ayrı bir yere sahip oluyor her zaman. Bu sebepten de kitabı okuduktan sonra filmini izlemek aynı etkiyi yarattı bende. Çizimleri, animasyonları, çizimlerin altında yatan anlamları... Çizim şöleni gibiydi, tam anlamıyla bahsetmem gerekirse. Mest oldum izlerken. Kitabı benim için belli bir yerden alıp tepelere falan taşıdı.

Bir şans verin. Kitaba, ardından da filme.

Çok konuştum. Yazdıkça uzuyor yazı, çok da sıkılmanızı istemiyorum. Sözün özü, Ermiş kitabını alın, okuyun. Sonra zaten diğer kitaplarına da bir göz atmak isteyeceksiniz. Sindire sindire okuyun, kaldırın bir köşeye arada sırada alıp tekrar tekrar okuyun. Ama bir şekilde okuyun.

Puanım 8/10.

Alıntılar:
Mısır demetleri gibi derer sizi aşk. Harman yerinde dövüp çırılçıplak bırakır. Kabuklarınızı elemek için kalburdan geçirir. Apak edinceye kadar öğütür sizi. Yumuşayana kadar yoğurur; sonra da atar kutsal ateşine, Tanrı'nın kutsal şölenine kutsal ekmek olasınız diye.
Çünkü mal mülk, bir gün gerekeceği endişesiyle alıkoyup sakladığınız şeylerden başka nedir?
Hayatı çalışmak yoluyla sevmek hayatın en derin sırlarına ermek demektir. Fakat eğer ıstırap çekerken doğduğunuz güne lanet edip bedeninizin yükünü taşımayı alnınızın kara yazısı sayıyorsanız o zaman size cevabım şudur: Yazılanı silecek olan sadece alın terinizdir. 
Kötülük yapan birinden, sizlerden biri değil de size yabancı biriymiş, dünyanıza giren yabancı bir misafirmiş gibi söz ettiğinizi sık sık duydum. Fakat ben derim ki evliyalar ve adil kişiler nasıl her birinizin içindeki en yüksekten daha yukarı çıkamazlarsa kötüler ve zayıflar da sizlerin içindeki, o en alçak noktadan daha aşağıya inemezler.
...Yasa koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla. 
Esen kalın, hoşça kalın.

Paylaş :

Facebook Yorumlar

1 yorum :

  1. Merhabalar,

    Yaklaşık bir hafta önce okumaya başladığım Kırık Kanatlar isimli romanı bitirdim. Hayatımda ilk kez bir Halil Cibran eseri okudum. Çok duygu yüklü bir romandı. Bazı satırları, gözlerim dolu dolu okuduğumu çekinmeden söyleyebilirim.

    Halil Cibran, bu eserinde; din adamlarının yozlaşması ve kadın hakları gibi toplumsal meselelerden bahseder. Doğulu kadının yüzyıllar boyu gelenek karşısındaki âcizliğine, eşya gibi oradan oraya sürüklenmesine yönelik eleştirel bir tavır ortaya koyar.

    Romanda en sevdiğim alıntı şu olmuştu:

    ‘’Onun ruhunu dolduran hüzün benim ruhuma da doluyordu; her birimiz kalbinde hissettiğini öbürünün yüzünde görebiliyor, göğsünde sakladığı şeyin yankısını öbürünün sesinde duyabiliyordu.’’

    Altını çizdiğim diğer alıntıları da buradan okuyabilirsiniz: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/halil-cibran-kirik-kanatlar-kitap-yorumu/

    Güzel okumalar dilerim,
    edebiyatla ve sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil