Film Önerisi | VOL-İ (WALL-E)

21 Ağustos 2018 Salı

Kitap Önerisi | Yakıcı Sır - Stefan Zweig


Merhabalar.

Ben böyle ard arda Stefan Zweig önerileri giriyorum ya, nasıl mutluyum anlatamam. Bu yazımın asıl kitabı da Yakıcı Sır, Modern Klasikler Dizisi'nin 61. kitabı.

Kitap kısa bir tatil için Avusturya Alpleri'ne giden bir baronun, kaldığı otelde rastladığı bir kadınla tanışması ile başlıyor. Baron çapkın bir adam ve karşısına çıkan kadından oldukça etkileniyor ve onu elde etmek için her şeyi yapıyor. Bunlardan ilki, çocuğunun, yani Edgar'ın kalbini çalmak. Edgar, bir büyükten ve -belli ki- çok önemli bir adamdan gördüğü ilgi ile kendisini muhteşem hissediyor. Nihayet bir arkadaş bulduğunu düşünüyor ki çok geçmeden bu hayalleri suya düşüyor. Çünkü annesini bir şekilde avucuna alan bu çapkın adam, bir süre sonra kendisi ile ilgilenmeyi bırakıyor. Kitabın devamında da gururu kırılan bu çocuğun düşüncelerini ve eyleme döktüklerini okuyoruz.

Kitabımızın ana kahramanı Edgar aslında ve ben kendisine oldukça sinir oldum, bunu belirtmeliyim. Farkında olmadan annesine yardım ediyor da olsa davranışları ve inatçılığı beni oldukça bunalttı. Çocuklara bakış açımla alakalı da bir şey bu elbette. Ama bu çocuk, her okuyanı -benim kadar olmasa da- bunaltır diye düşünüyorum. Fakat bunda da başarılı olmuş Zweig çünkü çocuğu da olması gerektiği şekilde kaleme dökmüş.

Kadını ve insanı inceleyen Zweig, bu eserinde de bir çocuğu ve bu çocuğun psikolojisini ele almış. Muhteşem bir gözlemci kendisi, buna ek olarak psikolojiye ve Freud'a da bir ilgi duyuyor. Bütün eserlerinde psikolojinin ne denli ön planda olduğunu ve kitabının temelini ne denli sağlamlaştırdığını görebiliyorsunuz. Olay adamından çok psikoloji adamı yani, Zweig.

Zweig seviyorsanız zaten gözünüz kapalı alın. Zweig dünyasına hiç dalmadıysanız da bu kitabından başlayabilirsiniz, hiçbir sıkıntı yok. Yine çok beğenerek okuduğum bir kitap oldu.

Puanım 8/10.

Alıntılar:
"Yalnızca başlangıçtaki vesileye bakmakla yetinirseniz bir sevginin gücünü yanlış değerlendirirsiniz, aslında daha öncesindeki gerilime, ruhun bütün büyük sarsıntılarına zemin hazırlayan, yalnızlığın ve düş kırıklıklarının yarattığı o bomboş karanlığa bakmak gerekir.
Oyunun hakkını veren biri için çekici olan, mücadele etmek, karşındakini o her şeyin farkındayken ele geçirmektir.
Hiçbir şey zekâyı tutkulu bir kuşku kadar bileyemez. Hiçbir şey olgunlaşmamış bir zihnin bütün olanaklarını karanlıkta kaybolan bir iz kadar harekete geçiremez. Bazen çocukları bizim gerçek addettiğimiz dünyadan ayıran sadece incecik bir perdedir ve rastlantısal bir rüzgârla açılıverir. 
Gerçeği ifade ettiğini düşündüğü sözcüklerin sadece geride hiçbir şey kalmadan patlayıp giden renkli balonlar olduğunu gördükten sonra hayatı anlamlandırmakta zorlanıyordu. Fakat bu ne kadar korkunç bir sır olmalıydı ki, yetişkinleri bir çocuğa yalan söyleyecek, bir suçlu gibi kaçıp gidecek kadar ileri gitmeye zorluyordu.  
Esen kalın, hoşça kalın.

Paylaş :

Facebook Yorumlar

0 comments :