Film Önerisi | VOL-İ (WALL-E)

23 Ocak 2021 Cumartesi

Kitap Yorumu | Yapay Düş - Beth Revis

Merhabalar.

Daha evvel yazdığım yorumlara denk gelmişseniz eğer Beth Revis'i okumayı sevdiğimi biliyorsunuzdur. Yazarın diğer eserlerinden Evrenin Ötesi serisi yorumuma şuradan, Edgar Casey Akademisi kitabı yorumuma şuradan ulaşabilirsiniz.

Beth Revis ile tesadüfen tanışmış, Evrenin Ötesi serisi beklediğimden iyi çıkınca diğer kitaplarına da bir şans vermek istemiştim. Edgar Casey Akademisi'nin ardından dilimizde yayımlanan son kitabı Yapay Düş'ü de listeme eklemiş bulundum ve işte buradayım. (Kendisi aslında oldukça aktif bir yazar; birçok kısa hikayesi, iki kitaplık bir fantastik-genç yetişkin serisi, Star Wars kitapları ve son olarak yazar adaylarına tavsiyelerde bulunduğu 3 kitaptan oluşan bir kurgu dışı serisi bulunuyor. Ancak bunlardan herhangi biri dilimize çevrilmiş değil. Bu sebepten çevrilmiş beş kitabını dikkate alarak -tek okuduklarım şu an bunlar çünkü- yapacağım yorumumu.)

Revis -her ne kadar psikolojik ve fantastik tarzda eserleri de olsa da- bilim kurgu-genç yetişkin türünde eserler veren bir yazar. Edgar Casey Akademisi, Evrenin Ötesi serisinden çok farklı noktada konumlanmış bir eserdi. Yapay Düş'ün seri ile bağlantısı daha fazla. (Kitabın belli bir noktasında Evrenin Ötesi serisinde yer alan Godspeed adlı gemiden ve yaşanan olaylardan da bahsediyor.)

Yazarın kitapları ile alakalı ilk yorumum üzerinden neredeyse 4 yıl, ikinci yorumum üzerinden ise 2 yıl geçmiş neredeyse. Şu an bu yorumu yapan ben farklı bir noktada haliyle. Revis'in düşünme yapısını ve farklı noktalara giden fikirlerini seviyorum; kurgularının çıkış noktası ve gidişatı kendisine özgü oluyor hep. Fakat Yapay Düş ile alakalı düşüncelerim biraz sallantıda açıkçası. Neden olduğunu izah edeyim hemen.

Kitabın konusundan bahsetmeyeceğim zira arka kapakta güzel güzel anlatmışlar ne olduğunu. Ancak şuna değinmek istiyorum: 

Ella Shephard, hayatını özel hayatını kullanmaya adamıştır. Annesi tarafından geliştirilen bir teknoloji sayesinde insanların rüyalarına ve hatıralarına girip bu sayede başkalarına, mutlu anılarını tekrar yaşamaları için yardım eder.

Arka kapaktaki bu ilk paragrafı okuyunca Ella'nın -ana karakter- hali hazırda zaten insanların düşlerine girdiğini ve işinin bu olduğuyla alakalı bir yanılgıya kapılabilirsiniz, en azınden ben kapıldım. Öyleyse eğer kapılmayın. Çünkü ilerleyen sayfalarda yapmak zorunda kalana kadar denemediği ve çok da bilgisinin olmadığı bir konu olduğunu öğreniyorsunuz. (Sinopsisi başarısız yazılmış bence. Arka kapaktaki atmosfer ile kitaptakinin alakası yok çünkü.)

Şimdi. Beth Revis'in sevdiğim bir özelliği, karakterlerini güçlü kurması ve en önemlisi her birinin bir karakter niteliği taşıyor olmasıydı. Bu kitaptaki karakterler ise hiçbiri ile bağ kuramayacağınız türden karakterlerdi, günün sonunda hiçbiri varlığı ile hatırımda kalmayacak yani. Özellikle ana karakter... Hayatımda bu kadar silik ve edilgen bir karakter görmedim muhtemelen. Görmüşsem de gördüklerim arasında ilk sırada yer alıyor artık kendisi. Kitabın yaklaşık son 100 sayfasına kadar Ella, sürekli oradan oraya sürükleniyor ve sürekli ana karakterin başına bir şey geliyor, kendisi bir şey yapmıyor. Ki bu da dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biridir genelde, çünkü eseri sıkıcı bir noktaya sürükleme ihtimali vardır. Eh, bu eser de o noktaya sürüklenmiş maalesef ki.

Her birimizin aklında yer alan "3-4 ergen mi kurtaracak şimdi koca ülkeyi yahut dünyayı?" sorusu, Revis'in aklında da yer almış olacak ki durumu böyle aktarmayı çözüm olarak görmüş. Zira diyaloglardan birinde de bunu bir karakterin ağzından belirtmiş zaten. Ama maalesef olmamış. 3-4 ergen tereyağından kıl çeker gibi kurtarmasın tabii ki de dünyayı ancak ana karakteri 18 yaşında yapıp bu çelişkiden kaçınmak için de karaktere hiçbir şey yaptırmamak bunun çözümü değil maalesef ki.

Diyalogdan bahsetmişken... Of, verilmek istenen mesajın yahut kurguladığı dünyaya ait bilgilerin karakterlerin ağzından dümdüz verilmiş olması da tadımı kaçırdı. Diyaloglar yetmiyormuş gibi bir de Ella -kitap genç kızın ağzından anlatılıyor- sürekli ama sürekli bilgi veriyor. Okuyucu olarak beni birçoğu alakadar bile etmiyor muhtemelen. Verilen bilgiler kurgusal dünyayı somutlaştırmaya da yaramıyor. Niye verilmiş anlamadım.

Çok uzatmayayım lafı -bu uzatmamış halim, değil mi?- sözün özü beğendiğim bir kitap olmadı, Yapay Düş. Okunmayacak kadar kötü bir kitap mı? Yani, değil muhtemelen ancak benim takıldığım şeylere takılıyorsanız sizi süreç boyunca zorlayabilecek bir kitap, zira kendisi 480 sayfa. Evrenin Ötesi serisinden sonra çıkardığı bu kitap nasıl böyle olmuş, aklım almıyor. Revis'i listemden silmedim ancak önceliğinin düştüğünü söyleyebilirim.

Esen kalın, hoşça kalın.


Paylaş :

Facebook Yorumlar

0 comments :