Film Önerisi | VOL-İ (WALL-E)

7 Temmuz 2016 Perşembe

Kitap Yorumu | Yörünge - Tess Gerritsen



BU ÖYKÜDE KÖTÜ ADAMLAR YOK, SADECE KAHRAMANLAR VAR.

Kozmik tozlar, uzayın soğuk, karanlık yerlerinden gelen ele avuca sığmayan gezginler, yaklaşan biyolojik tehlikenin heyecanına karışan duygusal ilişkiler ve küçük, güzel mavi küreden çok uzakta başlayan bir gerilim. Tess Gerritsen bu kez bambaşka bir yörüngede yazıyor.

Dr. Emma Watson, mesleğinde hızla yükselmiş bir araştırmacıdır ve nihayet uzun zamandır düşlediği bir deney üzerinde çalışma fırsatını yakalamıştır. Bu deney için yapacağı uzay yolculuğu artık bitmek üzere olan evliliğinden daha önemlidir. Yerçekimsiz ortamın farklı canlı türleri üzerindeki etkilerini incelemek için Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderilir. Ne var ki birtakım aksaklıklar olur ve işlerin kontrolden çıkmasıyla deney son derece tehlikeli bir biyolojik savaşa dönüşür. Emma'yı hem büyülü uzay yolculuğunda hem de dünyada zorlu bir mücadele beklemektedir.

Merhaba.

Tess Gerritsen'a olan ilgim baya eskilere dayanıyor. Yıllardır severek okuyorum kitaplarını. Kendisinin çoğunlukla tıbbi polisiye tarzı romanları var. Bu kitap ile aynı adı taşıyan bir de film var: 2013 yapımı, Gravity. Tabii film ile kitap arasında büyük farklılıklar var, Tess Gerritsen bunu kendisi de belirtmiş zaten. Hatta bu durumdan fazlasıyla rahatsız olduğunu da söyleyebilirim sanırım. Fragmanını falan izlemek isterseniz, şuraya tık tık. 

Uzaya âşığım. Kelimenin tam anlamıyla âşığım. Bu kitabı daha elime aldığım ilk anda deli gibi heyecanlanmıştım. Tess Gerritsen ve uzayda geçen bir kitap? Kalp krizi geçirmediğime dua etmeliyim sanırım. 

Martı Yayınları'ndan çıkan eserlerde şu zamana dek çeviri, imla hatası vb. gibi durumlarda pek rahatsızlık hissettiğimi hatırlamıyorum. Fakat kitabın kapağı için aynı şeyi diyemeyeceğim sanırım. Arka plan, mükemmel! Öndeki çalışma... çok çekmedi beni.


Öncelikle kitaptaki tıbbi olsun, astronomik olsun terimler çok fazla. Öyle ki ara sıra olaydan kopmanızı sağlayabiliyorlar. Fakat bu durum benim adıma hiç can sıkıcı olmadı çünkü dediğim gibi başka bir şey benim için. Tess Gerritsen fazlasıyla uğraşmış bu kitap için, teşekkür kısmındaki kişilerin çokluğuna ve rütbelerine bakınca anlıyorsunuz bunu zaten.

Fakat. Aynı şekilde karakter sayısı da fazlaydı. Şu an sorsanız büyük çoğunluğunu hatırlamıyorum. 3-5 tane karakter var hatırladığım. O biraz kafamın bulanmasına neden oldu desem mübalağa etmiş olmam sanırım.

Başından sonuna kadar Emma ne yaşadı ve düşündüyse aynılarını hissettim, diyebilirim. Nefes kesiciydi benim için, uzaya çıkmış gibiydim. Gerilimin ustası zaten kadın, ortasından sonuna kadar da her anında gerim gerim gerildim. Çok gerildim.

Kitapta aşk da vardı. Fakat öyle yoğun bir aşk değil; arka planda işlenen, boğmayan ve yüzde bir tebessüm oluşturabilecek türden bir aşk. 

Çok daldan dala atladım yahu. Çorba oldu tüm yazı.

Sonuca geleyim en iyisi.

Tess Gerritsen okumadıysanız bir sonraki kitap alışverişinizde sepetinize mutlaka ekleyin. Ne de emin konuştum be.




Uzayı seviyor musunuz? Astronotlar, uzay gemileri, sonsuz boşluk... "Evet!" diyorsanız bu kitap size uzay boşluğunda bir tur attıracak, inanın.

Bu kitabı okumamak için hiçbir sebebiniz yok. Ayak bastığınız dünyanın sonsuz bir boşlukta salındığını hatırlatıyor size. Kesinlikle okuyun.

Puanım 5/5.

Birkaç tane de alıntı bırakıyorum:
... Neydi bu politikacıların derdi? Nasıl böyle dar görüşlü olabiliyorlardı? En büyük tutkusunu paylaşmıyor olmaları onu her zaman hayrete düşürüyordu. İnsan ırkını, hayvanlardan ayıran en büyük şey, bilgiye olan açlığıydı. Her çocuk sorardı o evrensel soruyu: Neden? İnsanoğlu doğuştan meraklı olmak için, keşfetmek için, bilimsel gerçekleri ortaya çıkarmak için programlanmıştı.
... İstasyon, devasa ana gövdesinden uzanan geniş güneş panelleriyle, uzaya demir atmış zarif bir yelkenliye benziyordu. On altı farklı ülkenin işbirliğiyle yapılan bu istasyonun parçalarının uzaya taşınması kırk beş ayrı uçuş gerektirmiş, parçaların tek tek yörüngede bir araya getirilmesi ise beş yıl sürmüştü. Karşılarında duran bu şey sadece bir mühendislik harikası değil, insanoğlunun, silahlarını bırakıp başını göklere çevirdiğinde neler yapabileceğine dair esaslı bir kanıttı aynı zamanda.
Esen kalın, hoşça kalın.

Paylaş :

Facebook Yorumlar

0 comments :