Film Önerisi | VOL-İ (WALL-E)

12 Temmuz 2017 Çarşamba

Kitap Yorumu | Gölün Dibindeki Ev - Josh Malerman


Merhabalar.

Gölün Dibindeki Ev, Josh Malerman'ın dilimize çevrilen 2. kitabı; 2017 yılının Mart ayında yayımlandı. Çok taze yani. İlk kitabı olan Kafes de 2015 yılında yayımlandı, çok da duyuldu adı. Hani, onunla alakalı yorumumu okumak istersiniz falan diye hemen şuraya linki bırakıyorum. Ve asıl kitabımıza geçiyorum:

Şimdi, kitap 184 sayfa ve korku-fantastik-sihirli gerçekçilik türlerine ait. Kapağının tasarımını çok sevdim. Üstüne bir de İthaki Yayınları gitmiş kapağı kadifemsi bir şey ile kaplamış. [Çok aradım, bulamadım. İsminin ne olduğunu da unuttuğumdan kadifemsi bir şey diyorum, mazur görün artık.] Kitabı okumadan evvel her seferinde kapağında bir elimi gezdirdim yani, ne yalan söyleyeyim.

Şimdi, kitapta hepi topu 4 karakter falan var zaten. İkisi ana karakter, diğer ikisi de bir ara gözüküyorlar ve sahneye dahil oluyorlar sadece. Ana odak noktamızda iki karakter var: Amelia ve James. İkisi de on yedi yaşındaydı. [Evet.] İkisi de korkuyordu. [Valla bana pek korkuyorlarmış gibi gelmedi. Korku değildi o.] İkisi de evet diyordu. [Evet, önlerine ne gelirse evet diyorlardı, doğru.]

Kitap James'in Amelia'ya çıkma teklifi etmesi ve genç kızın da bu teklifi kabul etmesi ile başlıyor. Hızlı bir giriş, direkt giriyoruz olayın ve dünyanın içine. İlk buluşmada kano ile göle gitmeyi teklif ediyor çocuk. Bunlar kararlaştırıyorlar falan, sonra da alıp kanoyu gidiyorlar göle. Üç beş turluyorlar yetmiyor, ardından hemen ikinci göle. Oraya da şöyle bir göz gezdiriyorlar falan, hop, hemen üçüncü göle. Üçüncü göl son durağımız neyse ki ve en önemli göllerimizden biri. [Böyle deyince de Coğrafya dersinde gibi hissettim kendimi.] Bunlar oturuyorlar gölün ortasında duran kanoda ve acıktıklarından sandviç yiyelim diyorlar. İki ısırık falan derken, hop, kız gölün dibinde bir çatı görüyor.

İşte asıl olay, bundan sonra başlıyor.

Kız tutturuyor, Gidip bakalım, ev mi o, yok canım ev olamaz, keşfetmeliyiz, bakmalıyız, dibe dalmalıyız, Allah'ım çok güzel... Oğlan da yazık buluşmaya heyecan katma peşinde Tamam, diyor. İlk başta çocuk iniyor aşağı, nefesini tutabildiği kadar duruyor zaten. İnceliyor bir yere kadar. Sonra da kaldığı yerden kız inceliyor evi.

Baya ev var, gölün dibinde. Bahçesi mahçesi falan var. Kapısı açık. Yani, yarı açık. Malikâne gibi bir şey zaten mübarek, kaç tane oda keşfettiler hatırlamıyorum şimdi. Evin gölün dibinde olması zaten Oha!lık bir şey, evin içindeki yaşadıkları şeyler de ayrı bir Oha!yı hak ediyordur herhalde.

Neyse bunlar bakıyorlar böyle git gel olmuyor, dalış kıyafeti alıyorlar. Öyle inmeye başlıyorlar eve. Altını üstüne getiriyorlar evin. Yetmiyor, sal yapıp bacaya bağlıyorlar. Gece de salın içinde uyuyorlar. Baya âşık oluyorlar eve, mübalağa etmiyorum kesinlikle. Bir de kız sürekli Bu ev bizim, bize ait, ikimize ait, burasını bizden başka kimse bilmemeli, burası bizim özelimiz, falan diye düşünüp duruyor. Ağzının ortasına iki tane vurasım geldi. Nereden senin evin oluyor? Ben yazsam kitabı evin içine aile yerleştirir, geldikleri anda da ağlatırdım bunları bir güzel. Öf, tam ergenler resmen.

Gerisini de anlatmayayım, incecik kitap zaten. Romandan ziyade öykü tadındaydı, diyebiliriz. Az karakter, az mekan, az olay... Yaşandı bitti, saygısızca, tadında başlayıp bitiyor hemen kitap. Korku dalında değil, onu söyleyebilirim. Kafes bir nebze öyleydi ama bu değil. Daha çok gizem-gerilim.

Kitapta nasıl farklı bir tarz yakalamaya çalışmışsa yazar, diline de yansımış bu durum. Kelimelerle, cümlelerle oynayışını sevdim.

En önemli noktaya da değineyim bu arada: Kafes'i beğendim diye gidip almayın bu kitabı. Yani, bu başka bir kitap. Başka bir şey anlatıyor. Başka bir tarzı var. Kafes gibi daha genel bir kitleye hitap etmiyor. Sonra boş yere Beğenmedim, bu ne böyle? tarzı düşüncelere boğulursunuz, gerek yok.

Sözün özü, herkese öneremem bu kitabı. Böyle değişik şeyler okumayı seviyorsanız eğer bir şans verebilirsiniz. [Çok açıklayıcı oldu değil mi, bu cümle?] Kitaptan çok fazla şey bekliyorsanız bu sizin probleminiz. En fazla 2 günde bitebilecek, çerezlik bir kitap, Gölün Dibindeki Ev. Almadan evvel ne tarz şeylerden hoşlandığınızı bir daha düşünün.

Puanım 4/10. [5 verirdim belki de ama sonu kafamı çok kurcaladı.]

Esen kalın, hoşça kalın.
Not: Sonu hakkında kesin bir bilgiye sahip olan varsa bana yazabilir mi acaba? Düşündüm durdum, bir türlü mantıklı bir sonuca varamadım çünkü. 

Paylaş :

Facebook Yorumlar

0 comments :