Film Önerisi | VOL-İ (WALL-E)

1 Ocak 2022 Cumartesi

Kitap Yorumu | Teftiş - Josh Malerman

Josh Malerman'ın eserlerini, ilk kitabı Kafes'ten beri takip ediyor ve alıp okuyorum. Her birini de ayrı ayrı yorumladım, şuradan ulaşabilirsiniz.

Yepyeni, gizemli, korku dolu bir distopya: Teftiş.

Evet, kendisini distopya olarak tanımlayan bu eserde konumuz şu: Günlerden bir gün sorunlu bir adamın teki -adı Richard bu adamın- şöyle bir fikre kapılıyor: Karşı cins, dehanın dikkatini dağıtır. Ve bu fikre o kadar inanıyor ki ormanın içindeki bir kuleye kendisi ve çalışanları ile 26 tane oğlan çocuğunu kapatıp bir deneye girişiyor. Bu oğlanlar daha doğmadan ailelerinden satın alınmış, tam olarak belli bir kriteri karşılayıp karşılamadığını bilemediğim çocuklar. Kulenin içinde "kadın/kız" denen cinsin varlığından habersiz öylece yaşıyor, öğreniyor, gülüşüyor, eğleniyorlar.

Hikayenin asıl başlangıç noktası ise şu: Çocuklar 12 yaşına geliyorlar.

Richard'ın, yani oğlanların bildiği isimle B.A.B.A.'nın, "hassas yıllar" olarak adlandırdığı ergenlik yılları. Richard bu dönemden ötürü endişeli. Çocukları ve kendisini nasıl bir dönemin beklediğinin bilinmezliği iyice gerilmesine yol açıyor. Fakat bir yandan da sisteminin oldukça iyi işlediğini düşünüyor: Çalışanlar paralarını alıyor ve ağızları kapalı, dersler aynı şekilde işlenmeye devam ediyor, çocuklar sabahları yapılan ve teftiş adı verilen görüşmede saçma sapan sorular sormuyorlar, kulenin yazarı ve çocukların içlerinde bulundukları dünyaya daha da inanmalarını sağlayan yazar Warren Bratt, sisteme uygun kitaplarını yazmaya devam ediyor.

Ediyor mu acaba?

Warren artık içinde bulunduğu dünyaya katlanamaz hale gelmiş, kararlarını ve yaptıklarını sorguluyor. Ve bir gün çekmecesinden kendisine göz kırpan bembeyaz sayfalara daha fazla karşı koyamıyor ve asıl yazmak istediği hikayeyi, gerçekleri yazmaya başlıyor. Dur durak bilmeden. Ve kitap hazır olunca matbaa odasına gidiyor, bütün gece baskısını ve ciltlemesini yapıp 24 çocuğun her birinin odasına üzerinde bir notla bırakıyor bu kitabı:

Oğullarım... Bu kitabı yeni bir meydan okuma olarak görün. Düşüncelerinizi kendinize saklayın. Sözcükleri tek başınıza değerlendirin. Hanginiz kitabın içeriğini diğerleriyle tartışmadan en uzun süre dayanabilecek? Hanginiz benimle kitap hakkında konuşmaya direnebilecek? Deneyin. Öyle ki kitabı bitirene dek başka birine, hatta bana bile okuduklarınızdan bahsetmenizi yasaklıyorum. Bana kalırsa sizler de bunun kitap okumak açısından yeni ve etkili bir yöntem olduğunu keşfedeceksiniz. Belki de tüm kitaplar böyle okunmalıdır. -B.A.B.A.

(Kitabın bir yerinde matbaa makinesinin eski olduğundan bahsediyor çalışan kişi. Eski makineler de ses ve sorun çıkarırlar genelde. Warren bütün gece kimseyi uyandırmadan ve şüpheye düşürmeden nasıl basıyor bu kitapları, onu da anlamadım.)

Ve asıl hikayemiz böylece başlamış oluyor.

Şimdi öncelikle ben bu kitabın pek distopik bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Tamam, dünyası distopik ama kulede ne güvenlik kamerası var, ne doğru düzgün çalışan var, ne sert bir sistem var. Altı üstü bir "Köşe" var çocukların korkutulduğu. Ama çocuklar yeri geldiğinde fink atıyorlar koridorlarda, kuleden kaçıp ormana giriyorlar, kendi aralarında konuşuyorlar falan. Ne Richard'ın ne başka birinin ruhu duymuyor. Öyle de gözetimli bir yer. Daha çok kendilerine distopik bir dünya kurmaya çalışan ve pek de başarılı olamamış iki insanın çabası gibi.

Olaylar öyle noktalara geliyor ki "Bu kadar da dikkatsiz olunmaz!" diyorsunuz ama olunuyor. Örneğin: "Oğlanların gizlice gözetlenmeye ihtiyacı yok. Oğlanlar gözetlenmemeli, gözlenmeli, korunup kollanmalı." Ha bir de Ebeveyn -Kulenin ismi- bu gözcülüğü çok ciddiye alıyor. O kadar ciddiye alınıyor ki birileri neredeyse 3-4 ay kimsenin ruhu duymadan bir yerlere gidip gelebiliyor. Pf, neyse.

Ve şöyle bir düşüncesi var Richard'ın: En nihayetinde tek bir oğlan bile büyüyüp dünyanın en parlak, en odaklı, en hakiki bilim insanına dönüşecekse yeter. Deney başarıya ulaşmış olacak. Eee... Hayır? Çünkü o "tek" çocuğun hali hazırda zaten bir bilim insanı olabilme ihtimali var, deneyden bağımsız olarak. 10-15 çocuk çıkıp bilim insanı olsa tamam ama 26 çocuktan sadece bir tanesi? Deneyler öyle işlemiyor maalesef, Richard.

Çok oradan oraya atladım ama kitabın her sahnesi hakkında söyleyecek zibilyon tane şeyim var. Bir yandan da pek spoiler vermek istemiyorum. Sözün özü, ne başarılı bulduğum ne de beğendiğim bir kitap oldu, Teftiş. Ortaya atılan argüman zaten yeterli değilken üstüne bir de bir distopya eserine göre başarısızca kurgulanmış bir kitaptı. Hiçbir tarafından tutamadım kitabı. Umarım bir dahaki girişiminde başarılı bir eser çıkar ortaya.

Esen kalın, hoşça kalın.

Dipnot: [SPOILER] J kitap okumasına, kızla görüşüp konuşmasına ve sindirmesi için yeteri kadar zaman geçmesine rağmen gidip her şeyi anlattı. Ama diğer çocuklar kızlar çıkıp gelince bir anda Richard'ı öldürmeye hazır hale geldiler ya... bir şey demiyorum. 


Paylaş :

Facebook Yorumlar

0 comments :